Henüz 27 yaşındaydı. Hayatı ve düşünceleri hakkında çok bilgim yok ama 27 yaşında başarılı bir müzisyenin içerisine saplandığı çamurdan kurtulamaması eminim benim gibi pek çok müzisyeni etkiledi…
“14 Eylül 1983’de doğan, 5 Grammy ödüllü Amy Winehouse, soul ve caz müziğinin önde gelen seslerinden biri olarak kabul ediliyordu.” Çok değil, kısa süre önce, hatta Amy ile ilgili bundan önceki yazıda(Kırıntılar üzerinde) demek daha doğru Amy nin İstanbul konserinin iptali hakkında yazmıştım. Yazmıştım demek belki doğru olmaz çünkü bir kaç satırdan ibaretti yazdıklarım. O’nun içerisindeki durumuna kısa bir göndermede bulunmuştum. Hızlı bir İstanbul geçişi oldu demiştim ve Amy ile buluşmamız başka bahara kaldı demiştim…
“Başka bahara kaldı” demiştim… Artık başka bahar hayali de Amy ile birlikte uçup gitti. Amy gibi 5 Grammy ödülü, güzel bir sesi olan, güzel bir sanatçının genç yaşta hayata veda etmesi, “Hızlı yaşa genç öl” der gibi gitmesi hayatın ne kadar acımasız olduğunu da anımsattı. Aslına bakarsanız bu hayatı birbirimize anlamsız ve acımasız kıldıran tek faktör biz insanlarız gibi geliyor. Hayatı birbirimiz için çekilmez kılıyoruz farkında değiliz. Örneğin ülkemizde insanları alkole, uyuşturucuya teşfik eden o kadar şey var ki. Örneğin bir işveren olduğunuzu düşünelim. Bir arkadaş gelip iş başvurusunda bulunuyor size ve siz diyorsunuz ki “1 ay deneme süresi veriyoruz”. Arkadaş “ok” diyor. Bir ay sonra “biraz daha deneyelim(!)” diyorsunuz. Alın işte size o arkadaşı uyuşturucuya sevk edebilecek bir davranış biçimi. Hele ki o işveren dindar geçinen bir işveren ise arkadaş “Vay be dindar geçinen, kul hakkı nedir bilen biri böyle yapıyorsa herşey yalan be” diyebilir bence ve ardından kendini avutmak için çeşitli yollara baş vurabilir. Etrafımızda böyle örnekler olduğunu bildiğimden verdim bu örneği. Örnekler arttırılabilir. Mesela yine iş güç olayından devam edecek olursak 3-4 yıllık çalışanınıza halen asgari ücret uygulayıp kandırıyorsanız günahı boynunuza. Amy Winehouse gibi bir sanatçıyı da kim bilir ne tür sıkıntılar içinde kaldığı çamura sapladı Allah bilir! Sahte renki ışıkların görsel çekiciliğinde büylü bir atmosferde kim bilir ne tehlikeler vardır insanı kandıran; bizim standart, olağan yaşamımızda bile böylesi kandırmacalar varken…
Uyuşturucu uzak durulması gereken bir şey ancak uzak durulması gereken başka pek çok tehlike var Allah korusun! Hatta bu gözle bakıldığında neyin yalan neyin gerçek olduğunu algılayamadığımız bu ortamda uyuşturucu ilk bakışta insanın sadece kendisine zarar verdiği bir şey olarak göründüğünden diğer tüm kötü şeylerden bile masum görünebilir. Dedik ya kandırmaca çok. Uyuşturucu karşıtı biri olarak aynı zamanda yalandan uzak bir dünya dilerim.