BEN; 13 Şarkılık dev albüm!

Ogün Şanlısoy 2011 yılında müthiş bir albüme imza attı. Bu gün bu albümü burada dile getirmemin nedeni halen büyük bir beğeniyle dinliyor olmam. Bir sanatçıyı sanatçı yapan şeyin ne olduğunu gözler önüne seren bu dev yapıtı bu sıralar öyle sık dinler oldum ki “bununla ilgili düşüncelerimi mutlaka yazmam lazım” dedim kendi kendime. Ve şimdi; size söylemek zamanı geldi. Tabiki benim anladığım ve sizin anlayacağınızı düşündüğüm şekilde…

Albümde pek çok konuda öğüt derecesinde söz bulmak mümkün. Yeter ki dinlemesini bilelim. Ne demişler anlayana sivrisinek saz… misali.

Albüm kapağını çok beğendim. Yeterince anlamlı karizmatik bir duruş. Sıcak ve soğuğu beraber başarılı bir yumuşaklıkla sunuyor. Fotoğrafçıyı ayrıca kutlarım…

13 Şarkılık demek yerine 13 Eserlik dev albüm diyerek kendimi düzelterek başlayayım söze. Söz ola beri gele…

İlk eser albüme  adını vermiş. Ben. Adından anlamışmısınızdır bilmiyorum. Ama çoğu insanın düşüneceği üzere sanatçı kendisine değinmiyor bu şarkıda. Ozanımız belki de bu ad için duyulacak ön yargıyı tepelemek istercesine kişinin içindeki; sürekli değindiği BEN olgusuna tokat gibi bir göndermede bulunuyor. Her konuşmamızda BEN şöyleyim, BEN böyleyim, BEN kazanayım diğerlerinden bana ne falan deriz ya hani; hani çağın modern içsel vebasıdır ya BEN, hah! işte o BEN dir anlatmak istenen. Dinyelen anlıyor zaten. Sanatçının Mesaj vereyim ihi olsun hoş olsun kaygısıyla veya düşüncesiyle yaptığını zannetmiyorum. Öyle olsa göze batan bir kirpik gibi olurdu şarkı. Sadece bu şarkı için değil bu düşüncem, tüm diğerleri için geçerli…

İkinci eser Avunmak Zor adını taşıyor. Gidişlerin ardında kalan karanlık ve sessiz gecelere alışmanın ne kadar zor olduğunu dile getiriyor ve aynı hayatı sürüp giderken avunmanın zor olacağını içe dokunan bir müzikle dinleyicisine sunuyor….

Üçüncü eser hepimizin daha önceden bildiği bir şarkının yorumu. Yine bir ayrılığın üzerine yazılmış, bir arkadaşa öğüt niteliğinde sözler. Ogün Şanlısoy bence son derece başarılı bir şekilde yorumlamış. Her ne kadar ticari bir yapım gibi dursa da iyi yoğurulmuş bir hamurla tadına doyulmaz bir börek gibi sıcak tepsinin üzerinde sunulmuş…

Dördüncü eser  Bu ne biçim aşk. “Yarısı sende yarısı bende, birleştirmiyorsak bu ne biçim aşk” diyerek yine ayrı olan aşıklara seslenerek “bir olmuyorsak bu ne biçim aşk” diyor ve kontrolsüz bir yaşamdan yakınıyor…

Beşinci eser Dikenli Menzil. Bu şarkı beni en çok etkileyen şarkılardan biri. Zaten şarkıları bu en beğendiğim, bu ikinci şeklinde sıralamakta zorlanıyorum. “Düşünmek fayda etmez. Üzülsem de fark etmez. Gidenler geri dönmez, herkes gider zaten, kalırım kendimle.” , “Yaşanmadan bilinmez, geçmek gerek bazen dikenli menzilden. Yollar var önümde sonları görülmez. Yanımda olmazsan gidemem”. Başka söze gerek yok dinlemek gerek bu güzel şarkıyı tıpkı diğerleri gibi… “Ve ben ağlayan ışıkken sen, kapattın gözlerini”

 

Altıncı eser Küçük Mafya. Dikenli Menzil’den sonra şöyle insanı bir silkeliyor. Değişik bir tarzda önce kişi oluyoruz sonra kişiye öğüt veren oluyoruz şarkıda. “Hepimiz yolcuyuz dünya hancı” diyerek gelip geçici dünyadaki boş savaşlara girmenin anlamsızlığına değiniyor bu şarkıda…

Yedinci eserin adı Çek. Allah çektirmesin tabi ama gel bir nefes al, çek bir yudum al eğer çok çektiysen diyor. Sabret, nasıl olsa gelip geçici bu dünya, cennet ayağının altında diyor ve “mutlu olmak senin elinde yaşadıkların sahte bir hayat, hepsi masal, bir gün bitecek” diyor…

Sekizinci eser Son kez adını taşıyan ve yine aşk teması işleyen bir şarkı. “Yolları kapatmıştım, hiç bir gelen olmadı. Sormayı bırakmıştım hiçbir haber çıkmadı. Çok mu zordu birini sevmek. Çok mu zordu yine sevilmek. Kalbim durmaya yakın, içimde bir sıcaklık…galiba…ben sana…vuruldum; aşık oldum son kez”…

Dokuzuncu eserin adı Yalnız gittin. Son derece etkileyici, sürükleyici, insanın içinden bir şeyleri kopartan bir şarkı. Benim albümdeki iki numaralı hitim. Böyle gözlerini kapat yolda dinle. Dinlendirici bir ritim, hüzünlü sözler. Şarkının sözlerine uygun hissettiren, insanın gözlerinde yaş biriktiren bir şarkı, bir ağıt! Kişi bu yaşama veda eden aşkına ancak böylesine bir şarkı yapabilir herhalde…

Onuncu eser düş kırıklıklarına değinen sözlerle bezenmiş “EVET YA SAHİDEN!” dedirten, insanı çıldırtan bir bilince sokan büyümeye değinen bir şarkı. “Ve birden büyüdük aniden. Büyüdük de sanki ne oldu! Çocukluğu unuttuk, yalanlara boğulduk.” Biz büyüdükçe küçülen hayallarimize, küçülen dünyamıza değiniyo. Ben de bir önceki yazımda küçük ve kocaman dünyalara değinmiştim hatırlarsanız. Gerçekten sizce de öyle değil mi? Biliyorum, öyle… Biz büyüdükçe, yükseldikçe uzaklaşıyor gökyüzü bizden, uzaklaşıyor maviler…

On birinci eser geçtiğimiz yıllarda İstanbul’da yaşanan sel felaketi için yazılmış. Yine anlamlı, dokunduran sözler. Tabi hedefine gidermi bilmem ama kültür başkentini asıl felaketinin SEL ile gelmediğini vurucu sözlerle dile getiriyor. “On dakikada nakavt! İstanbul sular altında!” , “İhaleyi alan malı götürüyor…” , “Sultan götürdü gemileri karadan, biz üç kişiyi çıkartamadık yüzen arabadan…” Dinleyin, dinletin, Allah bir daha böyle felaketler yaşatmasın…

On ikinci eser  Gidenlerden adını taşıyor.Çok hoş bir gitar melodisi ile başlıyoruz şarkıya. Bu şarkı da diğerleri gibi yolda çok iyi gidiyor. “Konuşacak halim kalmadı, biranlayan duyan olmalı! Parlak ay ve yıldızlar, alnıma vuran rüzgar, haber verin gidenlerden. Dalgalar okyanuslar, dağları aşmış ormanlar, haber verin gidenlerden…”

Albümdeki son eser “bu son bahardır belki ömrümüzde, çıkartalım keyfini gönlümüzce” diyor, “yukarıya bak ağlarken” diyor…

Son sözüm o ki bu albümü bilip alıp dinlemeyen hayatına iyi şeylerin girmesi adına kendine büyük haksızlık etmiş olur. Bu albümü orjinal alıp dinlemeyen ise iyi olana haksızlık eder. İyi şeylerin artmasını istiyorsak böylesine güzelliklere destek vermek gerek.Bir şarkı, bir film, bir kitap hayatınızdaki mutluluk kıvılcımını ateşleyebilir. Bir melodi hayatınızı daha iyi kılacak bir fikri ateşleyebilir…

Teşekkürler Ogün Şanlısoy ve bu albümü bizlere sunan herkese. Her ne kadar bir yıl geçmiş olsa da halen beğeniyle dinliyorum ve sanki yeniden keşfediyorum. Ve Ogün Şanlısoy’u kendi kurduğum “Yaşayan Ozanlar Derneği” min üyesi yapıyorum. Hımm iyi fikir ya sahiden kurayım böyle bir dernek ozanlar ölünce değil yaşarken değerlerini bilmek gerek…

Bu albümü burada dinleyebilirsiniz.

Ogün Şanlısoy kimdir?

Lütfen bu adresteki yazıyı da okuyun benim çok hoşuma gitti.

Albümdeki Şarkılar:

1. Ben
2. Avunmak Zor
3. Anma Arkadaş
4. Bu Ne Biçim Aşk
5. Dikenli Menzil
6. Küçük Mafya
7. Çek
8. Son Kez
9. Yalnız Gittin
10. Büyüdük Aniden
11. İstanbul Sular Altında
12. Gidenlerden
13. Yukarıya Bak

 

 

Bu konuda bir fikriniz mi var?

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.