Gelişen bilim ve teknoloji sayesinde iletişim teknolojileri de gelişirken işçilerin ve iş verenlerin de işlerinin nasıl kolaylaştığını ve aynı zamanda nasıl zorlaştığını biliyoruz. Günümüzde ağ analiz cihazlarından tutun uzak masaüstü izleme araçlarına kadar pek çok yazılım, kullanıcı bilgisayarlarında cirit atarken şimdi söyleyeceklerim bir bilim kurgu filminden fırlamışçasına mutluluk verdiği gibi aynı etkide acı da verir cinsten…
Bu gün hemen her evde bulunan İnternetin çıkış noktası bundan yıllar öncesinde iki üniversite arasındaki iletişim ile başlamıştı. ABD Savunma Bakanlığı Gelişmiş Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) tarafından sipariş edilen proje zamanla başarıya ulaşıyor ve bu gün tüm dünyayı saran dev bir örümcek ağına dönüşüyordu. Zehri öylesine kuvvetli bulaşıyordu ki herkesin “duyulma” , “görülme”, “bilinme” hislerine hitap ettiği gibi asıl amacı olan “duyma” , “görme”, “bilme” amaçlarını belki de hayal edilenin ötesine çıkartıyordu. Peki ama son nokta neydi? Son nokta diye bir şey yoktu! İnsan hayal edebildiği sürece hep daha fazlasını isteyeceğinden çalışmalar hep daha fazlası için sürüyordu…
Bundan yıllar sonra iki arkadaş arasında aşağıdaki diyalog geçerse hiç şaşırmayacağım:
“-Abi omuzunda bir çekirge var!”
“-Ha o mu? Önemli değil abi ya, bizim patron mesai saatlerinde ne yaptığımı merak ediyor o nedenle taktı peşime. Eve giderken eziyorum kafasını ertesi gün yenisi geliyor.”
Gülmeyin, olmaz diye bir şey yok. Buradaki haberi okuyunca neden böyle düşündüğümü anlayacaksınız ve aklınızda benimkinden çok daha etkileyici senaryolar canlanacak. Benim yazdığım işin en masum yönü olsa gerek…
Unutmayın Düşler görülmek ister , hepimiz düş kurabildiğimiz sürece varız. İyi düşler kurun… ve hayvanları incitmeyin!