Her şeyden önce bir insan ve vatandaş olarak düşünme ve düşündüklerini dile getirme hakkıma dayanarak konu hakkındaki naçizane fikirlerimi yazmak istedim.

Trafolara kedilerin girdiği bir ülkede nükleer? Düşündürücü…

Dünyanın doğal enerji kaynaklarına yöneldiği bir dünyada nükleer? Düşündürücü; hele ülkemiz doğal enerji kaynakları bakımından oldukça zengin görünürken. Gerçii tarım ve hayvancılık konusunda da zengin görünüyorduk. N’oldu? Bir çırpıda hiç oluverdiler sanki… Dini bayramımız için keseceğimiz kurbanı dahi ithal ettik. Hayvancılık, tarım kalmadı doğru düzgün ki insanlar büyük şehirlere akın ettiler…Düşündürücü…

Seçim zamanı trafoya kedilerin girdiği bir ülkede Nükleer? Düşündürücü gerçekten…

Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz…
O yüzden iyi şeyler yapabilmek lazım.
Nükleerde diretmek yerine bu ülkenin geleceğini düşünen insanların  daha doğal çözümlere odaklanması lazım. Ağaçları kesmek yerine ağaçlara zarar vermeden yolu geçirmenin, binayı yapmanın yoluna bakmak lazım. Temiz su kaynakları için lafta “arıtma” yerine gerçek “arıtma” çözümleri uygulamak lazım ve bunların kontrolünü sağlayabilmek lazım. Henüz çok geç olmamışken bir durup önümüze, ardımıza bakabilmek lazım. Hatalarımızdan ders almayı başarabilmemiz lazım.
Şahsen böyle düşünüyorum ve tüm bu gördüklerim bana çocuklarımızın daha sağlıklı bir ortamda yetişebilmeleri için Nükleere HAYIR dedirtiyor. Söz konusu olan sadece bizlerin çocukları da değil. Biz, hepimiz aynı dünyanın vatandaşlarıyız. Soluduğumuz hava aynı atmosferin ve bastığımız toprak aynı yeryüzünün bir parçası. Biz; hepimiz aynı zincirin halkasıyız…Biz İnsanız!

Eğer siz EVET diyebiliyorsanız; işte en düşündürücü nokta bu diye iyi ya da kötü düşündüm bu sabah…