Bu hikaye Princeton, Minnesota’da yaşayan Brenda Foltz’un başından geçmiş gerçek bir hikayedir. Hikaye Elisabeth Elliot‘ın yazarı olduğu “Keep a Quiet Heart” isimli 1995 tarihli kitabında anlatılmaktadır.
Brenda yamaç tırmanışı yapmak isteyen genç bir kadındı. Bir gün cesaretini toplayarak bir grupla tırmanışa katıldı. Tırmanacakları yere vardıklarında, neredeyse duvar gibi dik, büyük ve kayalık bir yamaç çıktı karşılarına. Tüm korkularına rağmen, Brenda azimliydi…
Emniyet kemerini taktı, ipi yakaladı ve kayanın dik yüzüne tırmanmaya başladı. Bir süre tırmandıktan sonra, dinlenebileceği bir oyuk buldu… Orada asılı dururken, gruptan yukarıda ipi tutan kişinin danlgınlığa düşerek ipi gevşetmesi sonucu aniden boşalan ip, hızla Brenda’nın gözüne çarparak lensinin düşmesine neden oldu. Lens çok küçüktü ve bulunması neredeyse imkansızdı! Lens yamacın ortasında bir yerlerde kalmıştı ve Brenda artık çok bulanık görüyordu.
Ümitsizlik içinde Brenda, lensini bulması için Tanrı’ya dua edebilirdi yalnızca. Ve içten içe düşünüp dua etmeye başladı. “Tanrım! Sen şu anda buradaki tüm dağları görürsün. Bu dağlar üzerindeki her bir taşı ve yaprağı bildiğin gibi, benim lensimin yerini de biliyorsun. Onu bulmama yardım et.”
O sırada, tırmanmak üzere oraya doğru gelen yeni bir grup gördüler. İçlerinden biri “Aranızda lens kaybeden var mı?” diye bağırdı. Brenda’nın sonradan öğrendiğine göre, lensi bir karınca taşıyordu ve karınca yürüdükçe yavaşça kayanın üzerinde hareket edip parlayan lens aşağıdakilerin dikkatini çekmişti.
Eve döndüklerinde Brenda lensini nasıl bulduklarını babasına anlatacak ve bir karikatürist olan babası da ağzıyla lens taşıyan bir karınca resmi çizerek, karıncanın üzerindeki baloncuğa şunları
yazacaktı:
“Tanrım! Bu nesneyi neden taşıdığımı bilemiyorum. Bunu yiyemem ve neredeyse taşıyamayacağım kadar ağır. Ama istediğin sadece bunu taşımamsa, senin için taşıyacağım.”