Tarih 31 Ekim 2006 . Kırıntılar adlı bloğumda Aklıma gelen bir söz başlığı altında yazmışım: “Bilgi peşinde koşmak okyanusta kulaç atmaya benzer; önce tutunacak sağlam bir yer bulmalısın” diye. Şimdi tarih çizelgesinde 2012 yılının ilk ayının ikinci gününü geride bırakırken ve yeni umutlarla yeni yıla “yeniden” yeni bir başlangıç yapıyorken bu söz üzerinde durmak istedim…
Öncelikle bilgi hakkında söylenmiş bir kaç güzel sözü hatırlayalım:
- Gençken bilgi ağacını dikmesek, yaşlandığımız zaman gölgesine sığınacak bir yerimiz olmayacaktır SRCHAMFORT
- Bilgi, sevgiyle zekanın anasıdır AWHARE
- Bütün bildiğim, bir şey bilmediğimdir SOKRATES
- İnsanın, cahil olduğunu bilmesi bilgiye atılmış ilk adımdır DİSRAELİ
- Bildiklerini saatin gibi kullan; kendine sakla Herkesin ortasında sık sık çıkarıp caka satma CHESTERFİELD
- Başkalarını bilen kimse bilgili, Kendini bilen kimse akıllıdır LAO-TSZE
- Ne olacağımızı değil, ne olduğumuzu biliriz SHAKESPEARE
- Bazı insanlar koca evreni bilirler de kendilerini bilmezler LA FONTAİNE
- Çok bilenin,derdi de çok olur LESSİNG
- Aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz Claude Bernard
- Bazı şeyleri yarım bileceğine, bir şey bilme, daha iyi Nietszche
- Bilgi de tek başına bir güçtür Bacon
- Bilgi, bölüşüldükçe artan hazinedir Bhartrihari
- Bilgi, sakalla ölçülmez Moliere
- Bilgi, iki çeşittir; bir konuyu bilmek, o konuyu nereden öğreneceğini bilmek Samuel Johnson
- Bilgiden başka hiçbir kuvvete heves etme Cami
- Bilgili adam güneş gibidir, girdiği yeri aydınlatır Zübeyr Gündüzalp
- Bir insan her şeyi bilemez Horatius
- Çin’de bile olsa bilgiyi arayın, gidin, elde edin Hadis-i Şerif
- Dünyada en zor olan şey, insanın kendisini bilmesidir Thales
- Faydalanılmayan bilgi, harcanmayan ve hiç kimseye hayrı dokunmayan define gibidir Hadis-i Şerif
- Hak’tan ve faziletlerden mahrum olan bilgi, hilekarlıktır, onun akıl ve zeka ile alakası yoktur Eflatun
- Her bildiğini söyleme, fakat her söylediğini bil Marcel Lenoir
- Soru da bilgiden doğar, cevap da Mevlana
- Tek iyi şey bilgi, tek kötü şey de bilgisizliktir Diyojen
- Bilgi insanı kuşkudan, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak da korkudan kurtarır. Konfüçyüs
- “Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.” – Mevlâna Celâleddin-i Rûmî
İşte; bilginin ne kadar önemli olduğuna her zaman değinen ünlü birileri olmuştur. Bilginin önemi artık üzerinde durulacak bir önem arz etmiyor çünkü hepimizin bildiği bir şey “ne kadar önemli olduğu”. Öğrenmenin yaşının olmadığını hepimiz biliyoruz; öğretmenin yaşının da olmadığını. Bu nedenle de burada şu an yazdıklarım çoğunuza göre “önemsiz” gelebilir veya üzerinde durmak istediğim konulardan farklı anlamlar yükleyebilirsiniz kalemimden okuyacaklarınıza. Oysa gerçek burada yazdıklarımdan ve anlatmak istediklerimden ibaret olacak. Siz kendi pencerenizden değerlendirirken yazdıklarımı, ben kendi penceremden havayı teneffüs edip kendi havamı havanıza katmış olacağım. Bir parça birleşebilirsek ne ala…
Gün geçtikçe yeni şeyler öğreniyor, yeni yollar çiziyoruz kendimize öğrendiklerimizden ölçüp biçtiklerimizle. Pek çok şeyden şüphe ediyoruz. Kimi zaman ise hiç şüphe etmeden öylece inanıveriyoruz bize söylenene. İşte en tehlikeli yolculuğumuz bu anda başlıyor. Sürekli birilerine ihtiyacımız bundan; doğruluğunu akıl ve vicdanızmızla tartmamız gerek. Hayatımız şüphe içinde çırpınamayacağımız kadar kısa. Evet kesinlikle öyle. Bir şeylere inanmak zorundayız ancak edindiğimiz bilginin doğruluğunu ne sadece akıl ne de sadece vicdan tartabilir. Eğer bir bilgi aldığımızda bir parça sızlıyorsa vicdanımız bu işin üstüne gidip doğruluğunu araştırmamız şarttır.
Bilgi peşinde koşmak işte bu yüzden okyanusta kulaç atmaya benzer. Eğer tutunacak bir dalımız yok ise o okyanusun hırçın dalgalarında oradan oraya savrulup, sonunda da nefessiz kalıp, boğulup gideriz. Oysa bizim amacımız “HAYATTA KALMAK”. Ölüm eşiğini geçince öğreneceklerimizden önce HAYATTA KALMAYI öğrenmeliyiz. Bize ait olmayan bir hayatta yaşamak hayatta kalmak değildir. Eğer vicdanı sızlayan bir insan iken vicdanı olmayan bir insan gibi yaşamayı seçmişsek ne kadar HAYATtayızdır? Bence az önce de dediğim gibi hayat değildir bu; boğulup gitmektir sahte bir yaşamda.
Annemiz ve babamız olur bu okyanustaki dalımız. Sonra arkadaşımız olur. Sevdiğimiz, sevenimiz olur. Öğretmenimizdir hepsi. Korkmadan yüzmektir bize kalan; bu okyanusta. Ve bulduğumuz doğrulara akıl ve vicdan terazisiyle sarılmaktır…
Henüz vaktimiz varken, doğruyu bulmak kısmet olur inşallah.
Gökten üç elma düşer, biri yazdırana, biri yazana, diğeri de bu bloğu okuyana.
Afiyet olsun 🙂
“Bilgi ve Okyanus ilişkisi” üzerine bir yorum