Çoğu zaman elimizden gidenlere, bizden uzaklaşanlara, işimizi kaybetmemize, kaçırdığımız bir şansa vb. üzülürüz…
Bukowski’nin bu sözü kaybettiklerine üzülenlere çok anlamlı gelecektir zannediyorum. Düşündürücü bir söz. Pek çoğumuz pek çok şeyi, bir insanı insanı, yazarı, şairi, kitabı, filmi, bir inancı veya bir inanmamayı sevmiyor olabiliriz. Bu nedenle adlarını duyduklarımızda irkilir “yahu bu adamın sözünü mü önemsiyorsun” diyebiliriz veya siz bunu söyleyenlerden olabilirsiniz. Belki Bukowski de size aykırı yaşamışlığı nedeniyle önemsemeyeceğiniz bir insan olabilir.Bir ayyaş diyebilirsiniz ona veya bir başkasına. Ama yine de Mevlana‘nın da söylediği “İnsanı gördüklerinden sanma, görmediklerinde ara, içidir hakikatin resmi, dışı sadece bir manzara“ sözüne baktığımızda zannediyorum bu düşüncenizi, bu ön yargılı sentezinizi belki bir an olsun gözardı etmeniz gerektiğini anımsayabilir ve size aykırı gelen insanların da doğru şeyler söyleyip yapabileceklerini anlayabilirsiniz…
“Üzülme evlat, kaybettim sandıkların, kurtulduklarındır belki” – Bukowski