Sensizlik

İnsana acı veren karanlık bir perde gibi çöküyor sensizlik üzerime.
Ve ben seni özlüyorum karanlık gecelerde.
Soğuk ve çıplak ay ışığı penceremden süzülürken gecede
Bir adımlık yol kadar yakın ve bir o kadar da uzağım dokunulası sevgime…
 
16.Şubat.2006 (Bu günün kırıntıları-Bir anlık)

Nehirdeki Yaprak

NEHİRDEKİ YAPRAK

(Bizler bu hayat nehrinde ilerleyen akıntıya kapılmış yapraklar gibi değil miyiz ve acılarımız bizleri yoran, hırpalayan hırçın dalgalar değil mi?)

Bir düş kurdum içinde sen vardın
Sabah uyandım yanımdaydın
Zincir vurdum şimdi korkularıma
Uzandım ay ışığında saçlarına

Bir nehirdeyim şimdi, düşlerimin arasında
Dalgalar yanı başımda ve oldukça hırçınlar
Bir nehirdeyim şimdi savrulmuşum rüzgarla
Dalgalar yanı başımda ve oldukça hırçınlar

Bir düş kurdum içinde sen vardın
Bir ev vardı mutluyduk ama uyandım
Geceyi dağıttım kovar gibi
Seyre daldım seni deniz gibi

"Bir nehirdeyim şimdi, düşlerimin arasında
Dalgalar yanı başımda ve oldukça hırçınlar
Bir nehirdeyim şimdi savrulmuşum rüzgarla
Dalgalar yanı başımda ve oldukça hırçınlar"

Bekle güneş doğar elbet bir gün
Belki sen de anlarsın, belki hayal kurarsın
Dinle, şu nehrin sensi dinle, rüzgarın sesini dinle
Geceye bak ve söyle;

Bir gün olur da bir düş kurarsan
İçinde ben olur muyum?
Ya da bir şarkı söylersen tüm kalbinle
Her şey bir rüya yoksun yanımda
Aslında çok çok uzakta bir sevgiydi aradığım
Nehirde bir yaprağım!

Bekle güneş doğar elbet bir gün
Belki sen de anlarsın, belki hayal kurarsın
Dinle, şu nehrin sensi dinle, rüzgarın sesini dinle
Geceye bak ve söyle;

"Bir nehirdeyim şimdi, düşlerimin arasında
Dalgalar yanı başımda ve oldukça hırçınlar
Bir nehirdeyim şimdi savrulmuşum rüzgarla
Dalgalar yanı başımda ve oldukça hırçınlar"

İsmail KAYA
All rights reserved (Tüm hakları saklıdır)

Son yabancı

Yabancılarla konuşma. Çünkü onlar senin gerçeğini
göremezler. Yabancılarla konuşma çünkü onlar kendi içlerindeki
ışığı yutarak senin ışığını çalma çabasındadırlar.
Yabancılarla konuşma çünkü bilmediklerinle doludurlar.
Ve onları sana sunarken vereceklerinin doğruluğunu
dahi bilemezsin. Yabancılarla konuşma çünkü onlar yabancıdır ve daima öyle kalacaklardır. İçlerindeki zehri akıtırlar onlar sen farkına bile varamadan.
Düş kırıklığına uğrarsın merhaba dediğinde. Gözlerine baktığında göreceklerin bil ki korkutacaktır seni. Dokunduğunda hissedeceklerin ürpertecektir tenini.
Kelimeleri bir ok gibi saplanacaktır yüreğine. Düşlerini anlattığında kendini onlardan hissedeceksindir. Gözlerine baktığında emin ol ürpereceksin.
Çünkü onlar sana bir yabancıymışsın gibi bakacaklardır daima!…
Ve gün gelecek sen de onlardan biri olduğunun farkına varacaksın.
Farkına varacaksın ki yabancı olmadığın tek şey aslında kendi benliğin.
Sonra belki de kelimelerin anlamsızlığını farkedeceksin sen de. Ve biliyormusun
günün birinde sen de bir yabancı gibi kaybolacaksın…
Zaten tüm bu koşuşturma geride yabancı olmadığımızı gösterebileceğimiz
bir şeyler bırakmak için değil mi? Toplum denen kalabalığın bizi bir insan olarak anımsaması için değil mi?
Görünmeyen halkalarla bağlamadık mı kendimizi özgürlük diye haykırırken şu kocaman dünyaya? Öyleyse söyleyin
hangimiz yabancı değiliz? Neden bizden, alıştıklarımızdan farklı oldukları için birilerini yabancı ilan etmek zorundayız.
Neden onlara sırf farklı yaşama tarzı seçtikleri için aykırı deriz. Acaba aykırı olan biz miyiz?
Bu notlar senin için yabancı. Aklımda kalan bir kaç soruyu sormak istedim sana düşüncelere dalmışken gecenin kör karanlığında!…!
(1996 denemem)