Mavi bir adamın düşüydü kırmızı…
Düşler görülmek ister...
Mavi bir adamın düşüydü kırmızı…
Kitap, şarkı, şiir ve gül ile ilgili bir şiir denemesi…
Çok geçmedi göğün aydınlanmasının üzerinden. Hemen karartıverdiler sanki gün görmemeliymiş gibi insanlık. Kendi insanlarınaydı en büyük eziyetleri haykırılan zılgıt zılgıt…
Merhaba Dünya diyesi geliyor insanın Bukowski okuduktan sonra. Çatlak bir şairin kelimelerinin gizeminde yolculuk ettikten sonra insan kafasını kaldırıp dünyaya baktığında yediği tokatın etkisinden bir kaç saniyede ancak sıyrılabiliyor. Hem döver gibi hem sevişir gibi yazan, çiğnediği tütünü suratına tükürürcesine kelimeleri kullanan biri bence. Açık ve net, neyse o!
Cahil bir kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol.! (Hz. Mevlana) Üzerine söylenecek bir şey var mı?
İhsan Oktay Anar’ın Yedinci Gün üne dair bir önceki yazımda, kitapı henüz bitiremediğime ve henüz okumakta olduğum bu kitabın beni etkilediğine değinmiştim. Bu sabah kitapı okumayı bitirebildim…
Bir Ağustos 2013 akşamında aldım bu kitabı; “YEDİNCİ GÜN”.
Bir başka Ağustos günüydü üzerine not aldım bu satırları…
Uzun zaman olmuştu elime bir kitap alıp okumayalı. Okumayı severim ama kolay kolay konsantre olamıyorum. Bu nedenle de çabucak sıkılıveriyorum. Pek çok kitap başladıktan kısa süre sonra tekrar devam edilmek amacıyla yarım kalmış başlangıçlar taşır. Bir kitabı okumaya devam edebilmem için kitabın beni içine çekmesi, tabir yerindeyse sarıp hapsetmesi gerekir. Dedim ya; aksi halde dağılır giderim. Ama şimdi size kapağından bir bölümü sunacağım bu kitap bunu yapabildi. Evet, beni çekti ve sanki “oku beni” , “yapraklarımı çevir” , “kelimelerimde dolaş” nidalarıyla adeta “cesaretin varsa” diye meydan okuyarak sokuldu ve tutup beni derinlere çekti… Geç buluştum belki onunla ama belki de “tam zamanıydı”. Ve henüz tanışmayan var ise aranızda, tanıştırayım; Zülfü Livaneli ve Serenadı…
Renk renk olsun her yer,
Buram buram gül koksun…
“Kendine özgü pırıltılarla dolu bu romanda Jack Kerouac, Zen Yolu’nu izleyerek temel gerçeklerini arayan iki genç adamı anlatıyor bize”…